14 Şubat 2015 Cumartesi

Lanet Olsun

Bugün "Sevgililer Günü". Adı bile kalbimizi ısıtan bir günde korkunç bir haberle dehşete düştük; 20 yaşındaki hayatının baharında, güzeller güzeli bir kız evladımız haince, üç "kişi (!)" tarafından tecavüze uğrayıp, öldürülüp, yakılıp, bir dereye atılmıştır. Üstadım yazar Ömer Polat ile konuşurken kızımızı acıyla andık. 10 yaşındaki kızımı küçüklüğünden itibaren hiç aklımda olmayan bir spor olan Tekvando'ya gönderdiğim için çok doğru bir iş yaptığıma karar verdiğimi söyledim. Bu canilere bir isim bulamadık. Onlara hayvan desek, hayvanların tümünü sevdiğimizden bir hakaret olmayacak, tersine masum hayvanlara hakaret etmiş olacaktık. "Bok" bile desek, bokun bile gübre olarak doğada bir yeri ve faydası vardır. Küfürler bile insana özgü bir yaşanmışlık, bir değer taşır. Bu mahluklara verilebilecek hiç bir isim bulamadık. Usta yazar dostum bile yetmişin üzerindeki yaşına rağmen, yazarlık ve insanlık yaşantısında onlara uygun gelecek bir isim bulamamış. Bu yaratıkların yaşamda ne ismi, ne de yeri vardır. Onları kınamıyor, onları lanetliyorum. Zira onlara verilebilecek olası bir linç cezası bile bizim kanayan yaramıza derman olamaz. Onlara verilecek dünyevi bir bir ceza yok ne yazık ki. Zira onlar cezanın kendileri. Cahil kalmış halkımıza, düşünmeyen, vicdanını sorgulamayan toplumumuza bir cezanın ta kendisi onlar. Bu cezayı biz inançlarımızı, toplumumuzu, kültürümüzü yozlaştıranlara sessiz kalarak hak ettik. Zaman uyanma zamanıdır. Halkımızın iyi ile kötüyü, ahlaka uygun olanla olmayanı ayırma zamanı, kıyamet zamanını yaşıyoruz. Herkesi düşünmeye davet ediyorum. Artık sorun kıyafet ya da cinsiyet değil, zihniyet sorunudur!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder